11 Ağustos 2016 Perşembe

Nostalji…Geçmişin Sihirli Çekiciliği...

Son dönemde başta televizyon ekranları olmak üzere hayatımızın hemen her alanında nostaljik esintileri hisseder olduk. Peki nostalji nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır?
Resim:Thomas Kinkade – Along The Lighted Path

Nostaljinin Ortaya Çıkışı

Romantik ve biraz da egzotik çağrışımlara sahip olan nostalji kelimesi sıklıkla düşünülenin aksine edebiyat değil tıp alanında ortaya çıkmıştır. İnsanlık tarihi kadar eski olan nostalji duygusunun ilk bahsedildiği olgu Adem ile Havva’nın cennetten kovulma hikayesinde yer almaktadır. Bununla birlikte nostalji kelimesi 18. Yüzyılda İsveç’li doktor Johannes Hofer tarafından tıp literatürüne sokulmuştur. Yunanca “dönüş” anlamına gelen “nostos” ve “acı veren durum” anlamına gelen “algos” kelimeleri kullanılarak türetilen nostalji kavramı yurt dışında görev yapan İsveç’li askerlerin hastalığını tanımlamak için kullanılmıştır.  Hofer nostaljiyi; “kişinin kendi memleketine geri dönme arzusundan kaynaklanan üzgün ruh hali” olarak tanımlamıştır.

Nostaljinin Emareleri


Kaybolan geçmişin acı vermesi, bu hastalığa yakalanan insanların tek düşüncelerinin memleketlerine duydukları özlem olması ve bunun bir saplantı haline gelmesidir. Bunun yanında cansız ve süzgün görünen hasta, hiçbir şeye önem vermemekte, geçmişle şimdiyi, gerçekle hayali birbirine karıştırmaktadır. Nostaljinin erken semptomlarından bir diğeri ise hastaların sesler duyması ya da hayaletler görmesidir. Dr. Albert von Haller’e göre hasta sevdiği bir insanın sesini duyduğunu sanmakta veya ailesini tekrar tekrar rüyasında görmektedir. Psikolojik bir rahatsızlık olan nostaljinin bedeni de olumsuz yönde etkilediği fark edilmiştir. Nostalji insanları halsiz düşürüyor,  mide bulantısı, iştah kaybı, akciğerlerde patolojik değişiklikler, beyin iltihaplanması, kalp sekteleri, yüksek ateş ve zafiyete neden oluyor ve hatta insanları intihara kadar sürüklüyordu. Özellikle yurt dışında görev yapan askerlerde görülen nostalji hastalığının bulaşıcı olduğu tespit edilmiştir.

Modern Zamanların Nostalji İle İlişkisi


Nostalji artık var olmayan ya da esasında hiç var olmamış bir eve karşı duyulan özlemdir. Boym nostaljiyi bir yitirme ve yer değiştirme duygusu olarak tanımlarken bunun aynı zamanda insanın, kendi oluşturduğu fanteziyle bir aşk ilişkisi olduğunu belirtir. Boym’a göre; “Nostaljik sevgi ancak uzun mesafeli bir ilişkide yaşayabilir.” Zamanın geriye çevrilememesinin ve yerinden edilmenin acısını duyan modern toplumda nostalji artık yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Bunun yanında nostalji her zaman modern zamana ve bireyselliğe karşıt değildir tam tersine bunu akranı, çağdaşıdır.
Nostalji geçmişte kalmak yerine farklı türlere ve biçimlere bürünerek modernleşmeye eşlik etmiştir. İleri teknoloji vasıtasıyla nostaljinin argümanları dijital biçimde yeniden üretilerek tüketime sunulmuş ve benzerler asıllara göre daha fazla rağbet görür olmuştur.
Nostalji 19. yüzyıldan itibaren giderek simülatif bir karaktere bürünmüştür ve modern  nostalji ise geçmişten ziyade yitip giden şimdi hakkındadır. Nostaljinin nesnesi göründüğünden daha uzaktır ve geçmiş, taklit edilerek yeniden inşa edilir. Bir diğer deyişle şimdiki zamanın ya da istenilen geleceğin suretinde yeniden canlandırılır. Bu canlandırma gerçekleştirilirken kolektif tasarımlar kişisel arzulara benzetilmek istenir.Görüldüğü üzere burada medya büyük bir role sahiptir. Medya vasıtasıyla geçmiş fetişleştirilmiş ve sık sık tekrarlanarak zamanla daha güçlü hale gelmiş bir bakıma nostalji artık bir  mitolojiye dönüşmüştür.

Nostalji Neden İlgi Görüyor


Son dönemlerde popüler gazetecilerin, pazarlama uygulayıcılarının veya çağdaş sahne sanatlarıyla ilgilenenlerin nostaljiye karşı ilgilerinin arttığı görülmektedir. Pek çok yorumcu toplumda nostaljiye duyulan ilginin artmasının nedenini BB (Baby Boom) kuşağının nostaljiye,  kendi geçmiş günlerine duydukları özleme bağlamaktadır. Örneğin 1950 yıllarında popüler olan Rock’n’Roll ve Elvis Presley günümüzde hala popüleritesini korumakta, dünyada pek çok insan tarafından ilgi görmeye devam etmektedir. 
Geçmiş, hem bir dönemi yaşayan hem de o dönemi daha sonra izleyerek ya da dinleyerek öğrenen insanlar için önemli bir motivasyon kaynağı haline dönüşmüştür. Nostaljinin ütopik bir yönü olmasına rağmen ticarileşen nostalji bizi kendine özgü bir zaman anlayışına zorlar. Svetlana Boym’un tabiriyle “müşterileri kaybetmedikleri şeyleri özlediklerine inandıran bir pazarlama stratejisi olarak ürünlere nostalji enjeksiyonu yapıldığından bahsetmek mümkündür.” Geçicilik metalaştırılmış, medeniyetin bütün eserleri yeniden üretilerek tüketime sunulmuştur. Bu şekilde tüketici hem modern olanın rahatlığı hem de fetişleşen geçmişe sahip olmanın keyfini yaşar.

Yararlanılan Kaynaklar:


Batı, U. (2012). Markething ya da Farkething Deneyimsel Pazarlama ya da Duyusal Markalama. İstanbul:Ece Bilişim Yayıncılık.
Boym, S.(2009). Nostaljinin Geleceği. F. B. Aydar (çev.) İstanbul: Metis Yayınları.
Holbrook, Morris B. ve R. M. Schindler (1991) “Echoes Of The Dear Departed Past: Some Work In Progress On Nostalgia.” Advances in Consumer Research, Vol:18, 323-329
Sprengler,C. (2009) Screening Nostalgia, New York:Berghahn Books.
Wilson,J. L. (2005) Nostalgia Sanctuary Of Meaning. New Jersey:Rosemont Publishing & Printing Corp. http://books.google.com.tr/books?id=gDAPZ5CwOKwC&printsec=frontcover&dq=nostalgia&hl=tr&sa=X&ei=lFKCUbzYHoKxPK7rgdgO&ved=0CDAQ6AEwAA#v=onepage&q=nostalgia&f=false



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder