Mit bir kültürün, gerçekliğin ya da doğanın bazı yönlerini açıklayan öykülerdir ve tarihi doğallaştıran bir yapıya sahiplerdir. Mitlerin kökenleri, siyasal ve toplumsal boyutları gizemli bir yana sahip olmakla birlikte ait oldukları kültürün değişen gereksinim ve değerlerine uyum sağlamak için evrim geçirip değişime uğrarlar .
Mitlerin Sinema Filmlerindeki Dirilişi
Baudrillard'a göre, şiddetin belirleyiciliğini koruduğu geçmişte ve günümüzde düşsel bir içerik olduğu düşünülen mitler, sinemada önemli bir rol oynamıştır ve hala daha da oynamaya devam etmektedir. Efsanevi dirilişlerin altın çağını yaşadığı bir dönemdir bu. Gerçeğin dışında yer alan mitler sinemada önemli bir varlık göstermektedir. Mitlerin ekranlar üzerinden yeniden yaşama dönmesinde yapay bir diriliş süreci söz konusudur. Tüm bunlara ek olarak tarih de artık bize özgü bir mit haline gelmiştir çünkü tarih yitirilen geçmişe göndermeler yapılan bir sistemidir. Günümüzde tarih aynı senaryo doğrultusunda sinema üzerinde belirleyici rol oynamaktadır. İmgelerden oluşan sinema yalnızca beyaz bir perde ve görsel bir biçim değil aynı zamanda bir mittir çünkü hala bir düş olabilme özelliğine sahiptir.
Vampirlerin Ekranlardaki Hakimiyeti
Günümüzde ekranlarda boy gösteren en popüler mitlerden birisi de vampirlerdir. Vampir mitinin günümüzde, sinema filmlerine, televizyon dizilerine ve romanlara yaygın olarak konu edildiği görülmektedir. Sık sık gündeme gelen bu mitler toplumların hafızalarında tarihi bir geçmişe sahip olmakla birlikte modernizmin de etkisiyle giderek değişmekte ve dönüşmektedirler. Diğer bir deyişle dünya vampirleri anlamaya çalışmış ve bunun sonucunda da onlara daha kibar davranmaya karar vermiştir. Nasıl mı oldu? Şöyle ki:
İrlanda’lı yazar Bram Stoker, 1897’de klasik haline gelen “Drakula” adlı eserinde vampirlerle ilgili bütün mitleri bir araya topladı. Bu kitap vampir efsanesinin sinemaya taşınmasına önemli ölçüde katkı sağladı. Sinema tarihindeki ilk vampir filmini 1922’de Alman yönetmen Murnau çekti. 1930’lu yıllarda ise vampir hikayeleri Hollywood’un en popüler konularından biri haline geldi. Vampir rolünde oynayan en tanınmış oyuncu ise Christopher Lee'ydi.
Zaman içinde insanlar vampirleri anlama yönünde eğilim gösterdi. Francis Ford Coppola, Bram Stoker’ın romanından yaptığı özgün uyarlamada vampirlerin yaşamını bir trajedi olarak yorumladı. Bir Amerikan televizyon dizisi olan, 1997 yılında gösterimine başlanan ve yedi sezon devam eden Buffy the Vampire Slayer‘da ise vampirler hala daha avlanarak öldürülmesi gereken düşmanlar olarak görülse de bir süre sonra durum değişti. Stephenie Meyer 'ın 2005 yılında yazmaya başladığı Alacakaranlık roman serisi (ve 2008'de başlayan film uyarlamalarıyla) vampirler canavarlıktan kahramanlığa terfi ettiler. İnsanlarla ve en büyük düşmanları olan kurt adamlarla barış imzalayıp iyi geçinmeye başladılar. Ve dahası tüm düşmanlıklarına rağmen sevdikleri insanı korumak için birlik olup diğer vampirlere karşı savaş verdiler. Ekranlardaki vampir hikayeleri hız kesmeden devam etse de bu yazı burada biter. Vampirlerin en büyük atası Drakula’dan da başka bir yazıda bahsederiz umarım.
Yararlanılan Kaynaklar
Yengin, H.( 1996) Medyanın Dili, İletişime Kuramsal Bir Yaklaşım: Popüler Kültür Türlerinin Çözümlemesi, İstanbul: Der Yayınları
Boudrillard, J. (2005) Simülarklar ve Simülasyonlar Çev: Oğuz Adanır, Ankara: Doğubatı Yayınevi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Vampir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder