Özdeşleşme, bireyin bir başka şeye ya da kişiye benzediği ya
da kendisini onun gibi hissettiği bilinçdışı bir süreç olarak tanımlanmaktadır.
Tüketicilerin Özdeşleşmeye Olan Eğilimi
İzledikleri filmde kendilerini, sevdikleri oyuncularla özdeşleştiren
ve onlara özenip onları örnek alan tüketiciler bu oyuncuların kullandığı
markaları kullanma eğilimi göstermektedirler. İzleyicilerin sevdikleri aktörün
kullandığı arabayı kullanmak, içtiği içeceği içip giydiği takım elbiseyi giymek
istemeleri firmalar açısından önemli yararlar sağlamaktadır. Özdeşleşme
taklidin geniş kapsamlı şeklidir. Birey kendisini sevdiği başka bir kişiyle eş
duruma getirir. Özdeşleşmede birey diğer kişinin hoşuna giden birkaç
davranışını değil bütün davranışlarını taklit eder. Taklitçi tüketiciler
kendilerini daha önemli biri gibi hissettirecek ürünleri satın almak isterler. Tüketicilerin
markayla ünlü bir film yıldızı ya da pop sanatçısı arasında bir ilginlik bağı
kurması, markaya ilişkin bilgileri hatırlama konusunda tüketicilere yardımcı
olmakla birlikte marka çağrışımlarının oluşmasını ve aynı zamanda tüketici
üzerinde olumlu duygular uyararak bu duyguların ürüne/markaya transfer
edilmesini sağlar.
Markalar Özdeşleşmeden
Nasıl Yararlanırlar?
Bazı markalar –yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı- ünlü bir oyuncu, şarkıcı veya sporcusuyla
özdeşleşmeyi isterken bazı markalar ünlü bir liderle veya kendi ülkeleriyle
özdeşleşmeyi tercih ederler. Örneğin Profilo markasının sloganında (Üstün Alman
teknolojisi) bu tür bir özdeşleşmeyi görmek mümkündür. Bazı markaların ise
kendi kurucularıyla özdeşleşmiştir. Bunlardan biri de Apple’dır. Apple markası
kurucusu Steve Jobs ile özdeşleşmiş bir markadır fakat bu yazıda Apple’ın
özdeşleşme kavramını nasıl farklı bir şekilde gerçekleştirdiği konu
edilmektedir. Apple ürettiği akıllı ürünlerine verdiği isimlerle -iphone, ipad
gibi- özdeşleşmeyi etkili bir şekilde kullanmıştır. Şimdi ‘Ne alakası var
canım?’ diye sormuş olabilirsiniz. Şöyle ki; Apple bu ürünlere örneğin myphone
gibi bir isim de verebilirdi. Fakat bu ifade sahiplenmeyle ilgilidir ve iphone
isminin verdiği etkiyi yaratmaz. Çünkü iphone ismi ürünün kullanıcısıyla ürünün
(akıllı telefon vb.) özdeşleşmesini temsil eder (iphhone, i=phone,
ben=telefon). Kullanıcı ile markalı ürün arasında böylesi bir özdeşleşme
gerçekleştiğinde tüketicinin markaya karşı çok güçlü duygusal bir bağ
hissetmesi elbette olası bir durumdur.
Cengiz Erengil'e göre geleneksel psikolojiler kimlik konusunda, dışsal nesnelerle
özdeşleşme olgusunu tanımışlar ve bu olguyu bireyin bir başka şeye ya da kişiye
benzediği ya da kendisini onun gibi hissettiği bilinçdışı bir süreç olarak
tanımlamışlardır. Kendimizi özdeşleştirdiğimiz her şey bize hakim olur.
Özdeşleşmediğimiz her şeye de biz hakim olabiliriz ve onları kontrol edebiliriz.
Bir nesneyle özdeşleştiğimiz sürece bu bir bağdır.
Yararlanılan kaynaklar:
Arslan, E. (2011:37).
Hollywood A.Ş. Sunar: Ürün Yerleştirme, İstanbul: Beta Yayınları
Altınal, Ş.Ö. ve Y.İnceoğlu,(1997:11-13) İletişimde
Etkileme Süreci İstanbul:Pan Yayıncılık
Lasn. K. (2004:112) Kültür Bozumu C.Pekman ve A. Ilgaz
(çeviren) İstanbul:Bağımsız Yayınevi
Uztuğ,F. (2003:31-32) Markan Kadar Konuş Marka İletişim
Stratejileri. 2. Baskı, İstanbul: Mediacat Yayınları
Cengiz Erengil,
http://beyingucu.gencgelisim.com/kimlik-ve-ozdeslesme/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder