10 Eylül 2018 Pazartesi

Psikolojik Fiyatlandırma Nedir? Nasıl Yapılır?

Psikolojik fiyatlandırma tüketici davranışlarının incelenmesi sonucu ortaya çıkmıştır ve alışılmışın dışında yer alan fiyatlandırma uygulamalarıdır.
Psikolojik fiyatlandırmanın nasıl yapıldığını görmek için psikolojik fiyatlandırma türlerini incelememiz gerekir.
Psikolojik fiyatlandırmanın başlıca türleri şu şekildedir:
1.) Kalanlı Fiyatlandırma: Belirlenen fiyatın yuvarlak olarak alınmayıp, bu rakamın hemen altındaki kalanlı rakamın fiyat olarak konulmasıdır.Örneğin, 20 tl yerine 19.90 tl gibi bir fiyatın etikette yer alması. Bu uygulamanın tüketici üzerinde iki tür psikolojik etkisi vardır:
-Fiyatın bir önceki yuvarlak rakama yakın olarak algılanması. Örneğim 10.90 tl’nin 10 tl olarak algılanması.
-İkinci olarak, firmanın fiyatı tüketici için olabildiğince düşürdüğü düşüncesini oluşturması.
2.) Sabit Fiyatla Fiyatlandırma: Belli bir süre sabit fiyatların uygulanması tüketiciyi olumlu olarak etkileyerek tüketicide müşteri olma güdüsü yaratılır ve müşterinin markaya bağlanması sağlanır.
3.) Prestij Fiyatlaması: Yüksek fiyatlandırma yapılarak tüketici zihninde yüksek kalite algısı oluşturmak istenir. Bir bakıma yüksek fiyatla kalite imajı oluşturmak amaçlanır. Yüksek gelir sahibi tüketiciye yönelik kaliteli üretim yapan işletmelerce uygulandığı gibi gerçek fiyatının çok üstünde satılan ürünlerde de görülebilir.
4.) Miktar İndirimi Yoluyla Fiyatlandırma: Ürünün fiyatını arttırmak yerine ürünün miktarını düşürme şeklinde gerçekleştirilir. Özellikle ambalajlı gıda ürünlerinde görülen bu fiyatlandırma şeklinde bazen fiyat sabit tutulup miktar indirilirken bazen de fiyat indirilirken miktar daha da fazla indirilir.




9 Mayıs 2018 Çarşamba

Sponsorluk



Sponsorluk, bir kuruluşun belirlemiş olduğu hedeflere ulaşmak amacıyla spor, kültür-sanat veya sosyal sorumluluk anlamında çeşitli kişi, kuruluş ve organizasyonları para, ekipman, insan gücü veya başka türlü yöntemlerle desteklemesidir. Sponsorluk, taraflar arasında karşılıklı fayda sağlamaya yönelik olarak yapılmış bir iş anlaşmasıdır. Sponsorluk halkla ilişkiler açısından oldukça etkili bir iletişim yöntemidir.

Kuruluşların sponsorluk faaliyetlerinde bulunma nedenleri; tanıtımlarını yapmak, satışlarını arttırmak, tüketici nezdinde imajlarını güçlendirmek, kurum kimliklerini yerleştirmek, halkın gözünde iyi bir kuruluş olarak algılanmak, faaliyette bulunduğu topluma katkıda bulunmak şeklinde sıralanabilir.
Sponsorluk faaliyetlerinin masrafları reklama göre daha düşüktür bu yüzden çeşitli ticari kurumlar tarafından tercih edilen bir tanıtım türüdür. Sponsorluk faaliyetlerinde kurumların tüketiciye yönelik mesajları reklama göre daha dolaylıdır, direkt mesajlar içermez.

Sponsorluk türlerini spor sponsorluğu, kültür-sanat sponsorluğu ve sosyal sponsorluk olarak üçe ayırmak mümkündür. Bu sponsorluk türleri içinde spor sponsorluğu en çok tercih edilenidir. Çünkü tüm dünyada çok büyük kitlelere hitap edebilme özelliği vardır. Kurumların spor vasıtasıyla hedef kitleleriyle daha kolay iletişim kurma imkanına sahip olmasını ve kitle iletişim araçlarının spora oldukça geniş yer ayırmasını göz önünde tutan sponsorlar bu alana daha fazla ilgi göstermektedirler.

Yararlanılan Kaynaklar:

Ayla Okay ve Aydemir Okay, Halkla İlişkiler Kavram Strateji ve Uygulamaları, Der Yayınları, İstanbul, 2005

11 Aralık 2017 Pazartesi

Subliminal Mesaj Meselesi Hakkında Birkaç Şey

Bilinç bireyin farkında olduğu duygu, düşünce ve davranışları kapsarken subliminal yani bilinç dışı ise psişenin görünür olmayan yanıdır. Freud’a göre bilinç dışı içgüdüsel arzuların, ihtiyaçların ve psişik eylemlerin deposu gibidir. (Psişik enerji, bir yandan bireyin sağlıklı ve üretken biçimde işlev görmesini sağlarken bir yandan da bilinç dışı istek, kaygı ve anılarla başa çıkmasına yardımcı olur.)
Kişilerin geçmiş yaşantı, duygu ve düşünceleri bilinçten silinse de bunlar birey üzerindeki etkilerini bilinç dışında sürdürürler. Bilinç dışında yer bulan bu olgular genellikle toplum tarafından kabul görmeyen duygu, düşünce ve isteklerin yanı sıra travmatik yaşantılar ve bireye acı veren duygusal deneyimlerden oluşur. Tüm bu içerikler Freud’un bastırma adını verdiği savunma mekanizması yoluyla bilinçten bilinç dışı alana gönderilir.
Freud iki tür bilinç dışından biri olan bilinç öncesi kavramını ise tam anlamıyla bilinçli olmayan fakat belli durumlarda rahatlıkla bilince çıkabilecek gizil duygu, düşünce ve yaşantılar şeklinde tanımlar.(Ergin ve Köseoğlu,2016)
Subliminal mesajlar ise bilinç dışını hedef alan mesajlardır. (Bilinç dışı terimi Türkiye’de sıklıkla bilinçaltı şeklinde kullanılmaktadır.) Reklamcılıkta kullanıldığı ileri sürülen subliminal mesajlar, başka bir nesnenin içine gömülen sembol, işaret ya da seslerden oluşur ve bunlar normal insan algısının limitlerinin altında kalırlar çünkü o anda fark edilmemek üzere tasarlanmışlardır. Bu tür mesajların insanların bilinç dışına etki ettiği iddia edilmektedir. (nedir.com)
Türkiye’de subliminal mesajların kullanımı kanunla yasaklanmıştır.

Yararlanılan Kaynaklar:
Hatice Ergin – Armağan Köseoğlu, Gelişim Psikolojisi, Nobel Yayınları, 2016, (7. Baskı) s.192
https://www.nedir.com/subliminal-mesaj

25 Ekim 2017 Çarşamba

Alman Reklamları


Avrupa’nın en büyük ve en zengin pazarı olan Almanya’da reklamların asıl amacının ürün hakkında gerçek ve güvenilir bilgiler vermek olduğu düşünülmektedir. Ürün veya hizmet hakkında doğrudan bilgi verme yaklaşımı önem kazanmakta, buna da gerçekçilik veya rasyonel tarz denilmektedir. Bu anlayışta dışa açık bir dil kullanılıp ürün hakkında güvenilir ve gerçek bilgiler verilir. Böylelikle tüketici rasyonel bir yaklaşımla satın alma konusunda ikna edilmeye çalışılır. Burada sunucular veya tanıklar tüketiciye ürün hakkında bilgiler aktarıp raporları test ederken ürün yeterliliği uzman kişi ve kurumlarca onaylanmaktadır. Ürünle ilgili teknik ayrıntıların detaylı bir şekilde verildiği reklam mesajlarında kalite, teknoloji ve tasarım ön plana çıkar (Elden). 

Genel kanıya göre Alman reklamlarının mizahtan yoksun olduğu düşünülse de dünyaca ünlü Alman araba markalarının tabiri caizse birbirlerine diss attıkları Alman reklamları bir ara çok konuşulmuştu. Bu reklamlarda birbirlerine verdikleri ince ve rekabet dolu mesajlar Alman markalarının da reklamlarında mizahı ustalıklı bir şekilde kullanabildiklerini gösterir.
Bahsi geçen reklamları görmek için buraya tıklayınız
Bu furyadan sonra son olarak 2016 yılında Mercedes yayınladığı reklamında Bmw’ye yönelik olarak “100 yıllık rekabet için teşekkürler, ilk 30 yıl oldukça renksizdi” şeklinde mesajı yer alır. Mercedes böylelikle herkese BMW’den daha eski bir marka olduğunu kibarca belirtmiş olur.



Yararlanılan Kaynaklar:

Müge Elden, Reklam ve Reklamcılık, Say Yayınları, İstanbul,2009





31 Ağustos 2017 Perşembe

İlk Sinema Filmi ve Reklam

Dünyanın gösterime giren ilk sinema filmi Lumeir kardeşler tarafından çekilen tren istasyonları hakkındaki bir belgesel filmidir. 28 Aralık 1895’de Paris’te bulunan bir kafenin bodrum katında gösterilen filmi otuz üç kişi izlemiştir. İzleyicilerin çoğu Lumiere Kardeşlerin yaptığının bir sihir olduğunu düşünüyordu. Bu filmi izleyenlerin, trenin ekrana doğru geldiği sahnede çığlıklar atıp salondan kaçmaya çalıştıkları rivayet edilmektedir (D. Karta).
Fransa’da aynı gün aynı kafenin bodrum katında 17 film gösterilmiştir. Bunlardan biri de Lumiere Fabrikalarından Çıkış (işletme reklamıyla ilgili olan bu ilk filmde senaryosuz ve sahnelemesiz olarak açık havada çekilen bir görüşme) görülmektedir. Lumiere’lerin bir başka filminde ise iki Sunlight kasası üzerine oturmuş iki çamaşırcı kadın görülür.  Bu açıdan bakıldığında markaların filmlerde yer alması ilk sinema gösterimine kadar dayanmaktadır. Fransızlar sinamatografi ve reklam üretimi konusunda I. Dünya Savaşı’nın başına kadar dünyada ilk sırada yer aldı. Bu tarihten sonra ise ABD’nin gerisinde kaldılar.(Cavalier,2004)
Türk Sinema Tarihi’nde ise,  14 Kasım 1914 yılında Asteğmen Fuat Uzkınay’ın çektiği, Yeşilköy’de bulunan bir Rus anıtı olan Ayastefanos Abidesinin yıkılışını gösteren filmle başlar. Türkiye’de ilk film gösterimi Yıldız Sarayı’nda, Bertrand adında bir Fransız tarafından, Padişah II. Abdülhamit’e 1896 yılında yapıldı. Bu film Lumeir kardeşlerin çektiği ve bir yıl önce Fransa da gösterilen Bir Trenin La Ciotat Garına Gelişi’dir. Bu filmin ilk halk gösterimi ise 1986'da bir Alman Yahudisi olan Sigmund Weinberg tarafından, İstanbul Galatasaray’daki bir birahanede gösterildi ve böylelikle Türk toplumu sinemayla tanıştı (Çelebialper).
Yararlanılan Kaynaklar:
Cavalier, J. J. (2004). Reklam ve İletişimde Yapım Teknikleri. Mete Çamdereli (çev.) Konya: Çizgi Kitabevi Yayınları.

26 Temmuz 2017 Çarşamba

Reklam ve Nostalji İlişkisi

Dubai-Medinat Jumirah Oteli
Kavramların iç içe geçmiş olduğu günümüz toplumunda, hiçbir şeyin modası geçmez. Günümüzde sürekli olarak yeni tüketim metaları yaratma zorunluluğu en büyük güçlüğün yaşandığı alanlardan biridir ve bu durum nostaljinin endüstrileşmesi sonucunu doğurmuştur.Nostaljinin tüketim amacıyla kullanımı, arzunun dışa vurumu ve kültürel değerlerin üretilmesiyle ilişkilendirilebilir. Söz konusu arzu nesnelerinin simgesel değerleriyle toplumsal değerler üretilir ve yeniden tüketime sunulur. Böylelikle haz sürekli olarak tekrarlanırken, nostalji de tüketim de sürekli olarak yenilenir. (Batı,2012).
Küreselleşen dünyada geçerli olan şeyler para ve popüler kültürdür. Nostalji de bu küresel kültürün bir parçasıdır ve maddi olmayanın maddeleştirmeye ve tekrarı olmayanın tekrarlanmaya çalışılmasıdır. Nostaljinin ütopik bir yönü olmasına rağmen ticarileşen nostalji bizi kendine özgü bir zaman anlayışına zorlar. Svetlana Boym’un tabiriyle “Müşterileri kaybetmedikleri şeyleri özlediklerine inandıran bir pazarlama stratejisi olarak ürünlere, nostalji enjeksiyonu yapıldığından bahsetmek mümkündür.” Geçicilik metalaştırılmış, medeniyetin bütün eserleri yeniden üretilerek tüketime sunulmuştur. Böylelikle tüketici hem modern olanın rahatlığı hem de fetişleşen geçmişe sahip olmanın keyfini yaşama imkânı bulmaktadır. (Boym,2009).
Örneğin Dubai’de, bir tarafı deniz bir tarafı çöl olan bu kentte, lüks otellerden biri olan Medinat Jumirah’ın ana binasının hemen yanında bulunan villalarla ulaşım su kanalları üzerinde dolaşan tekneler vasıtasıyla yapılır. Bu yapay su kanalları ile Dubai’de Venedik havası oluşturulmuştur. Hizmet, konfor, eğlence ve hoşnutluğun üst düzeyde olduğu bu alanlarda asıl amaç alışveriştir ve büyük ölçekli alışverişin yapılabilmesi için çok sayıda olanak sunulmuştur (Odabaşı,2004).
Nostaljinin endüstrinin hizmetine sunulması, olayların ve ilişkilerin içinin boşalmasına, anlamlılığını yitirmesine neden olmaktadır. Anlamı tüketime sunarken nostaljinin birleştirici özelliğinden yararlanan reklamcılar, bir yandan geleceğe duyulan güvensizliği yeniden üretirken diğer yandan bu güvensizliğe çare bulunduğu yönünde bir iddiada bulunurlar. Geleceğin belirsiz olmasına ilişkin yüksek derecede kaygı duyulması, geçmişin, geleneğin ve dolayısıyla nostaljinin güvenli sularına dönme arzusuna neden olmaktadır. Bu nostalji arzusunun farkında olan reklamcılar, nostaljik unsurları dolaşıma sokarak mikro düzlemde ürün/hizmet ve hedef kitle arasında duygusal bir köprü inşa etmekte; makro düzlemde ise kayıp, belirsizlik, güvensizlik gibi duygulara ve yabancılaşmaya neden olan sistemi perde arkasında, meçhul olarak bırakmaktadırlar (Taşkaya,2013).
Yararlanılan Kaynaklar:
Batı, U. (2012). Markething ya da Farkething Deneyimsel Pazarlama ya da Duyusal Markalama. İstanbul:Ece Bilişim Yayıncılık
Boym, S.(2009). Nostaljinin Geleceği. F. B. Aydar (çev.) İstanbul: Metis Yayınları.
Odabaşı, Y. (2000) Postmodern Pazarlama. 2. Baskı. İstanbul:Mediacat Yayınları.
Taşkaya, M. (2013). Reklamda Nostaljik Unsurlar: Kimlik Vaadive Anlamın Tüketimi. https://www.academia.edu/3794618/REKLAMDA_NOSTALJIK_UNSURLAR_KIMLIK_VAADI_VE_ANLAMIN_TUKETIMI_Nostalgic_elements_in_advertising_Promise_of_the_identity_and_the_consumption_of_meaning_

12 Haziran 2017 Pazartesi

Jurassic Park Sendromu


Günümüzde en modern bilim teknikleri tarihöncesi dünyayı kurtarmak için kullanılmaktadır. Tekno-nostalji vasıtasıyla icat edilen bu modern fikir özellikle Amerikan popüler kültüründe bir yankı bulmuştur. Bu yankıya Jurassic Park Sendromu da denilebilir. Tekno-nostalji fütürist ve tarih öncesi olduğu için her şeyi kapsıyormuş gibi görünür, bilhassa çağdaş tarihten ve yerel hatıralardan kaçınır.
Amerika Hollywood vasıtasıyla ulusal mitlerini yurt dışına ihraç etmektedir. Hollywood’da oluşturulan popüler kültür nostaljiye neden olurken bir yandan da kitleler üzerinde sakinleştirici görevi görmektedir. Jurassic Park da Hollywood’un oluşturduğu bir teknolojik peri masalıdır, bu film tükenmiş canlıların geri dönüşünü ve ardından ortaya çıkan çatışmanın çözümü üzerine kuruludur. Fakat bir peri masalı da olsa, geçmişi yeniden canlandırma girişimi, bilimsel ve teknolojik ilerleme serüveninin dahi akıldışı korkuları gizleyemediği bir korku filmine dönüşür.
Dinozorlar nostalji sanayisi açısından ideal bir türdür çünkü hiç kimse tarafından hatırlanmazlar. Bu türün yok olmuş olması, ticari başarının garantisidir ve aynı zamanda küresel çapta bir metaya dönüştürülmeleri sözkonusudur.
Dinazormani Amerika’da ulusal bir saplantı olarak başladı, bilimsel çalışmalara sinematografik özel efektlerin de eşlik etmesiyle soyu tükenmiş canlılar -sanal olarak da olsa- yeniden canlandırıldı. Böylelikle Dinazorlar Amerika’nın mitik hayvanına dönüşmüş oldular. Asya ve Avrupalıların kendi forklorları ve ejderhaları; Amerikalıların ise kendi tarih öncesi canavarı, bu canavarın aşkını ve ölümünü anlattıkları teknolojik masalları vardır. Avrupa Rönesansı’yla klasik kültürel mirasını gün yüzüne çıkarmıştır; Amerika ise Avrupa’ya üstün gelmek için bu tür tarih öncesi bir mirasa ihtiyaç duymuş ve bunu Hollywood vasıtasıyla kültürel bir formasyona dönüştürmüştür. Popüler kültürün bir ürünü olarak Dinozorlar Amerika’dan tüm dünyaya ihraç edilmektedir ve dünyanın farklı bölgelerindeki insanları, tarihini unutturarak tarihöncesini sil baştan filme çeken Amerikan mitinin örnek sahnelenişi olarak derinden etkilemektedir.
Yararlanılan Kaynak:
Boym, S.(2009). Nostaljinin Geleceği. F. B. Aydar (çev.) İstanbul: Metis Yayınları. (sayfa:66-70)